“Bugün, tarihimizin iki büyük zaferinin yıl dönümünü büyük bir gurur ve onurla anıyoruz. Türk milletinin kaderini değiştiren ve Anadolu'nun kapılarını ebediyen açan Malazgirt Zaferi'nin 953. yılı ile, bağımsızlık mücadelesinde destan yazan Büyük Taarruz'un 102. yılı, bizlere atalarımızın gösterdiği azim, kararlılık ve cesaretin ne denli büyük olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. 26 Ağustos 1071'de, Sultan Alparslan'ın komutasında kazanılan Malazgirt Zaferi, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda Türk milletinin Anadolu'da kök salmasının ve bu toprakları ebedi vatan kılmasının ilk adımıdır. Sultan Alparslan’ın "Size öyle bir vatan aldım ki; ebediyen sizin olacaktır." sözü, milletimizin Anadolu ile olan sarsılmaz bağını perçinlemiştir. Malazgirt, milletimizin tarih sahnesinde yükselişinin ve yeni bir medeniyetin inşasının müjdecisi olmuştur. Bu şanlı zaferin ardından asırlar boyunca bu topraklarda medeniyetler kuran, adalet, barış ve huzur dağıtan ecdadımız, her zaman vatanını koruma ve yüceltme gayreti içinde olmuştur. Ancak tarihimizin en zorlu dönemlerinden biri olan Kurtuluş Savaşı'nda, milletimiz bir kez daha varoluş mücadelesine girişmiş ve Büyük Taarruz ile bu mücadelenin zaferle taçlanmasını sağlamıştır” “26 Ağustos 1922 sabahı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emriyle başlayan Büyük Taarruz, Türk milletinin bağımsızlık aşkının ve esarete boyun eğmeyen ruhunun bir sembolü olarak tarihe altın harflerle yazılmıştır.Bu toprakları bize vatan kılan, bağımsızlık ve özgürlük uğruna mücadele eden kahramanlarımıza olan borcumuzu hiçbir zaman unutmayacağız. Millet olarak, onların bize emanet ettiği değerleri korumak ve yaşatmak en büyük sorumluluğumuzdur. Ruhları şad, mekanları cennet olsun”